Harun Erdem

Lilypie - Personal pictureLilypie Kids Birthday tickers

Ömer Efe

Lilypie - Personal pictureLilypie Kids Birthday tickers

Semih Esad

Lilypie - Personal pictureLilypie Fourth Birthday tickers

"3 Silahşörler" = Harun Erdem & Ömer Efe & Semih Esad

Bıçkın Delikanlıların hikayesi 5 Nisan 2005 yılında başladı. Bir anda 2 kişilik çekirdek aileden 4 kişilik kalabalık aileye dönüştük. Ömer Efe veHarun Erdem aramıza katıldı. Baktık biz güzel bakıyoruz bu çocuklara bir delikanlı daha olsun dedeik ve 8 Mart 2007'de Semih Esad katıldı aramıza ve inşallah kadro tamamlandı :-))



Ve Bıçkın Delikanlıların hikayesi başladı...



11 Haziran 2010 Cuma

Havuz açıldı

Sitemizin havuzu yaza merhaba dedi ve benim üçüzler evde dururmu hemen mayoları giyip kollukları takıp kendilerini serin sulara attılar. Bu durumda okula gitmekte hayal oldu tabiki. Sabahın ilk ışıklarıyla başlıyorlar yalvarmaya, ama hemen aşağıya inmek yok tabiki :o)))Dönüşleride çok komik hepsi çıkınca biraz üşüdükleri için havlulara hindular gibi sarınıp yola koyuluyorlar.Esad doktor tarafından yasaklı olduğu için sadece kenarda oturup izlemekle yetindi bende onun için evde küveti doldurdum; gönlü oldu.

10 Haziran 2010 Perşembe

Fatoşumuz, Azramız ve Gökçemiz

Görende bizimkileri safariye gidiyor zanneder. Kolluklar şişme yelekler ve jipleriyle sanki belgeselden fırlamış gibiler. Bahçelievlerden gelen Fatoş abla, Gökçe ve kızı Azra bizim bugünkü yeni telaşımız. Çocuklar çok sevindi ve kapılarda karşıladılar. Kahvaltı sonrasıda havuza inebilmek için gerekli hazırlıkları yapıp bizi beklemeye başladılar

Havuz sonrası en büyük keyif tabiki dondurma yemek. Esadım uykuda olduğu için bu resimde yok ama o da uyanınca bu serinliğe katılacak.

Harun Fatoş teyzesini bulunca onu kimseye kaptırmadı. Yeemek sonrası balkonda çay keyfi herşeye değer tabiki. Bundan sonra bütün evlere oturulmaya müsait balkon zorunluluğu getirsinler :=))))))))) Biz bu balkonu bırakıp nasıl gidicez bilmem.......

7 Haziran 2010 Pazartesi

Mavi Marmara ve I.H.H

Bu sayfayı daha önce hazırlamam gerekirdi ancak fırsatım olmadı malüm 3 silahşörlerin annesiyim.29 Nisanda postayla I.H.H. dergimiz ve Gazzeli yetimlere yardım götürecek Mavi Marmara gemisinin maketi gelmişti.Eve gidip maketi yaptık ve Esad çok mutlu oldu hemen resmini çektik. Derken göndereceğimiz hediyeleri seçmeye geldi sıra ve vazgeçilmez arkadaşım Şükriyeden yardım aldım. Mayısın 5 inde 12 yaşındaki yetimimiz için tişört, kapri, iç çamaşır, çorap,sandalet,şapka aldık. Şükriyede onun için bir saat beğendi ve O da katkıda bulundu. Ayrıca saati aldığımız Silivri-Kipa daki Hayal Dünyasının sahibi bize gönderilmek üzere bir top emanet etti. Bende bunları bir ayakkabı kutusuna sığdırıp küçük Haticeyide alarak (Esadıda Şükriyeyle bırakarak) kargoyla I.H.H. nın merkezi Fatih'e gönderdim ve gemimizin yola çıkacağı günü beklemeye başladık. Ancak tarihler 30 Mayısı gösterdiğinde gece çok üzücü şeyler oldu ve kahrolası israil
gene yaptı yapacağını merhametsizliğini ve yardıma dahi tahammüllerinin olmadığını gösterdi tüm dünyaya. Gazzelileri yine boynu bükük bıraktı ve tabiki yardım için oraya giden gönüllüleride...O gece 9 şehid verildi ertesi gün tüm haberlerde baskını seyrettik ve hepimizin laneti tekrar kanlı israilin üzerinde toplandı. Rabbim kimseyi kendi vatanında zalimlerin eline bırakıp zulüm çektirmesin ve hainlere fırsat vermesin inşallah.

ateşlenmeler

Güzel bir günün sonu yine benim bızdıklardan birinin ateşlenmesiyle noktalandı. Harun 2 gündür ateşliydi ama bugün hiç ateşi yükselmemişti bende atlattı diye rahatlamıştım ki; banyodan sonra ateşi tekrar yükseldi. Hemen ateş düşürücü verdim ve heryerine bezler koydum saat 23:30 a doğru ateşi düştü.Bu arada eczacı Hatice ablamıda herzamanki gibi arayıp ne kadar beklemem gerekir bununla ilgili bilgi aldım. Ateş düşürücümü 21:45 gibi vermiştim (çok inatçı bir ateşi var).Aklınızda olsun ateşten şüphelenirseniz banyo yaptırmayın ateşi düşürmesi daha da zorlaşıyor. Şu anda mışıl mışıl yanımda uyuyor bende bu uzun geceyi boş geçirmeyeyim bari dedim.İkiz büyütmek her açıdan oldukça zormuş. Büyüdükçede dahada zorlaşacağa benziyor.Ne diyeyim Allah kolaylık ve sağlık versin her işimizde....

6 Haziran 2010 Pazar

bizimkilerin güzel misafiri NAZ

Bugün yan komşumuz Çağla'nın güzel kızı Naz bize misafir olarak geldi.Harun sanki adı Nazmış gibi elinden geleni ardına koymayıp Naz'a naz yaptı durdu. Ama Naz Harunun bütün kaprislerine katlanarak büyük bir sabır gösterdi. Arabayı kapmaca oynadılar,resim yaptılar,evcilik oynadılar birlikte yemek yedik.Hep beraber oturdular çikolatalarını da yiyip günü noktaladılar.Yağmurlu bir pazar gününüde böyle geçirdik.
Çağla eve gelmesi konusunda Nazı en sonunda ikna etmek için telefonda yakaladı.5 dakika daha deyip annesinden biraz daha izin kopardık ve bende kızını bizim oğlanlara kaptırmış olan Çağlayı balkonda yakalayıp resmini çektim. Biraz kederli ve düşünceli :-))))))eeeeeee zordur almak bizden kızı.....
Bu arada Esad nerede diyeceksiniz ben daha önce resim çekmeyi unuttuğum için Esadım yorgunluktan uyuyup kaldı malesef ama en kısa zamanda Nazla onun resminide çekip koyucam.

31 Mayıs 2010 Pazartesi

Okulun Yıl Sonu Gösterisi

Yıl sonu gösterimizi az daha kaçıracaktık. Biz salı zannediyorduk Necmi'lerin uyarısıyla yetiştik. Fotoğraflar çok net olmadı oturduğumuz yerden ve sürekli benim üçüzlerin sabotesiyle çektim. Benimkiler sağolsunlar hiçbir şeyde görev almamışlar :-((((( İkiz büyütmenin zorlukları seneye inş. aynı sınıfa vermeyeceğim. Ama bizde Necmi'nin şiir okumasıyla övündük ve diğer arkadaşlarının başarısıyla tabiki. En sonunda Haruna bir cesaret geldi ve kolbastı oynadı. En yakın zamanda videosunu yükleyeceğim :-))))) Çok eğleneceğinizden eminim....hehehehe
Gösterinin sonunda toplu foto çekimi vardı ancak Ömer bir köşede ağlamayı seçtiği için resimlerin sonuna dahi giremedi. Bende onu ağlarken videoya kaydettim. Öğretmenimiz Arzu Hanıma, yardımcı öğretmenimiz Zeliha Teyzeye bir yıllık emekleri için teşekkür ederiz. Bu arada Arzu Hanım çok güzel olmuştubelirtmeden geçemiycem :-))
Abdullah-Aliye Can Anaokulunun 5 yaş yıl sonu gösterisi. Ayrıca bizim için veda oldu oğullarımın unutmadıkları tüm arkadaşlarına...


30 Mayıs 2010 Pazar

Arkadaşlarına erik toplarken...

Sabahın ilk ışıklarıyla üç silahşörler kovalarını kuşanıp erik toplamaya koyuldular.Bu erikler yumurcaklar sınıfına gideceği için en güzellerini seçmeye çalıştılar. Mustafa dedeleri onlar için uzun merdivenleri getirip ağaçlara dayadı ve bizimkiler en cesur halleriyle dalların arasına daldılar. Erikler yeşil yapraklarda yeşil olunca erikleri görmekte biraz zorlandılar ama bu işide başaracaklarına eminim.

Harun bu eriği görünce "anne bak Esad'la Harun " diyerek ismini koydu. Esad ise her zamanki gibi merdivene tırmanamadığından, onu kimin tutacağından, hiç erik toplayamadığından şikayet ederek ortalarda dolanmaya başladı. Tabiki bu konuda hemen anneden yardım alındı. Bu nedenle onun resmini çekemedim ama olsun en azından topladığı erikleri görüntüledim.
Küçük afacanlar zorlu uğraşının sonunda erikleri topladılar. Ama okula götürmeden hepsini yiyip bitirecekler gibi görünüyor. Annaneyle dede kahvaltıya geleceklerdi saat 12 oldu biraz daha gecikirlerse hepimiz karnımızı erikle doyuracağız.Yarın okulda arkadaşlarına Mustafa dedemizin yetiştirdiği eriklerle ziyafet çekecekler. Şimdiden herkese afiyet olsun.

2 Mayıs 2010 Pazar

Eski dost EDİRNE ve SELİMİYE CAMİİ


Pazar günü babamız Ertan'a Edirne'ye Selimiye Camiine gitmek istediğimizi hatırlatıp düştük yollara. En sonunda ulaştık çocuklar sürekli "hala bitmedimi anne? nezaman varıcaz anne?" diye yol boyu dır dır ettiler ama çok eğlendiklerini söyleyebilirim.Güzelce abdest alıp caminin altını üstüne getirdiler. Bu defada caminin hocası taktı bize sürekli "tesbihlerle oynamayalım" dedi durdu :o))))))

Camiden sonraki durağımız bahçesindeki müze oldu. Ben en son 94 yılında bulunmuştum Edirne'de ve bahçesi mezarlıklar böyle değildi, yıkık döküktü. Aradan 15 yıl geçmiş düzeltmişler ve çok güzel olmuş. Müzenin bahçesindeki tavus kuşunun MUHTEŞEM gösterisi görülmeye değerdi. Renkleri harikaydı ben ancak bukadarını yansıtabildim daha fazlası Edirnede...

Eski top hala tüm güzelliğiyle duruyordu ve bu defa çocuklarımın resmini çektim üzerinde tabiki ben 15 yıl önce çektirmiştim aynı yerde resim:o))Güvercin kovaladılar caminin çimlerinde takla attılar ve arkadaki parkta tramplende zıpladılar... Öğrenciyken oturduğum sokağa baktım hemen caminin arka sokağı köşedeki ekmek fırını hala duruyordu ve sıcacık ekmek aldığımız günler geldi aklıma.Evimizin balkonuna oturup Selimiye Camisini seyrederdik ve namazımızı orada kılmaya çalışırdık... Ahhh o eski günler...

Daha sonraki durağımız eskiden beri olan Sera kafenin yanındaki Köfteci Osman oldu.Hımmmm çok lezzetliydi köfteleri tabi eskiden yediğimiz sıcak ekmeği neden aramadığım belli olmuştur heralde :0)))) Ertan'ın tüm suratsızlığına ve gidelim artık diye tutturmalarına rağmen Eski Camiye kadar :0)) götürmeyi başardım.Anladımki kocayla bir yer gezilmez. Hümeyra'yı arayıp onunla buralarla ilgili hasret giderdim ve inş. beraber gelmeye karar verdik tabiki Ayşe'yi de alarak.

4 Nisan 2010 Pazar

Bu hafta sonu bizimkiler Sultanbeyli'de babannenin evinde kuzenleriyle buluştular ve babannelerinin evinin altını üstüne getirdiler.Birbirlerini çok özlemiş olan 5 afacan neler yaptı neler......
Mustafa Said ortada Esad ve büyük abimiz Mert. Bizim Esadı görende kuzu gibi bir çocuk zannedecek:-))))

Esad'ın neden uslu durduğu anlaşıldı meğer Mert abisiyle ilgili planları varmış.Ahh Mert yandın nasıl kurtulacaksın bu işten...

İşte bizim 5 kafadar .Hepside birbirinden yakışıklı. Tabiki bu resmi çekmek hiç kolay olmadı birde bana sorun...